|
|
|
|
|
|
|
|
KRİZ dünyanın sigortasını attırdı
Metehan Temel tarih 17.09.2008, 17:55 (UTC) | | Küresel fırtına, sıradaki kurbanını arıyor. ABD Hazinesi'nin sigorta devi AIG'i kurtarmak zorunda olduğuna dikkat çekiliyor. Uzmanlara göre ABD'nin elinde tek atımlık bir mermi var ve onu da AIG için kullanmak zorunda.
Amerika'daki tsunaminin ekonomiler üzerindeki etkisi gün geçtikçe ağırlaşıyor. Lehman'ın iflasını açıklamasının ardından 'Çanlar kimin için çalıyor?' nidaları eşliğinde yaşanan krizde gözler, dünyanın en büyük sigorta şirketi AIG'ye çevrildi. FED, AIG için neler yapılabileceğini değerlendirmek üzere yatırım bankası Morgan Stanley'i görevlendirdi. Sene başından beri piyasa değerinin yüzde 92'sini yitiren AIG hisseleri 'Kara Pazartesi'yi yüzde 61'lik kayıpla atlattı. Bu kaybın ardından ise S&P ve Moody's gibi kuruluşlar sigorta devinin notunu düşürdü. AIG'nin kredi notunun düşürülmesi, şirketin daha fazla teminat göstermesine ve sigorta kontratlarının geçersiz olmasına yol açabilir. Bu gelişmeler nedeniyle firma, hayatta kalmasını tehlikeye sokacak kısır döngüyü kırmakta zorlanıyor.
AIG'İN 48 SAATİ KALDI
EFG İstanbul Yatırım Analisti Mete Yüksel, 'Sigorta şirketlerinin hemen hemen tamamında bir stratejik ortaklık hikayesi söz konusu. Bu konuda şirketler bazı görüşmeler yapıyordu. Ancak global finans piyasalarındaki mevcut olumsuz koşullar, portföyünde sigorta sektörü hissesi bulunduran yatırımcıları 'ben bu riski şu ortamda taşımak istemiyorum' şeklinde bir algılamaya yönlendirmiş olabilir" dedi. New York Valisi'nin AIG için 20 milyar dolar borçlanma imkanı sağlamasına karşın AIG hisseleri önceki gün yüzde 61 düştü. Not indirimi sonrasında, çıkardığı CDS'leri karşı tarafın talebi halinde kapatması gereken AIG'in yaklaşık 20 milyar dolar daha bulması gerekiyor. New York Times, önceki gün not indirimi halinde AIG'in 48-72 saati kalacağını yazmıştı.
OLMAK YA DA OLMAMAK
Başta bankacılık ve sigorta sektörü olmak üzere, mali sektörün ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Eti Menkul Araştırma Kurumsal Finansman Yönetmeni Adem Özen, “Bu sadece bizde değil bütün dünyada var. AIG'e yönelik olumsuz tablo bizim sigorta şirketlerini de tedirgin ediyor. Amerikan finans sektörüne ilişkin olumsuz veri akışı durmadığı sürece finans veya sigorta hisselerinin yükseliş trendine girmesi zor' diyor. Sigorta şirketlerindeki düşüşü AIG'in zorda olmasına bağlayan Anadolu Yatırım Teknik Analist Halil Rençber, AIG'nin bütün sigorta şirketleri ile bağlantılı olduğunu söyleyerek, 'Krizde gelinen nokta itibariyle en had safhada bulunuyoruz. AIG hakkında söylentiler olumsuz. İçerideki sigorta şirketlerinde ise bunun biraz baskısı ve sıkıntısı var. Banka hisselerine baktığımızda ise zaten düşeceği kadar düştü” dedi.
“Hazine AIG'i kurtaracak”
Turkish Yatırım Analisti Gökhan Uskuay, ABD'deki asıl sorunun, basının sürekli olarak batacak şirketleri hedef göstermesi olduğunu belirtti. Uskuay sözlerini şöyle sürdürdü; “ABD basınında yoğun şekilde isimler telaffuz ediliyor. Bunun sonucunda da yatırımcının ve kamuoyunun o şirketlere yönelik algısı olumsuzlaşıyor. Bunun önüne geçmek zorundalar. Diğer yandan ben AIG'in batışına izin verileceğini düşünmüyorum. Şirket Hazine tarafından kurtarılmak zorunda. Başka seçenekleri yok.”
Kredi notu daha da düşebilir
AIG'nin kredi notu Moody's tarafından iki kademe düşürülerek Aa3'ten A2'ye, S&P tarafından üç kademe düşürülerek AA-'den A-'ye ve Fitch tarafından ise iki kademe düşürülerek AA-'den A'ya indirildi. AIG'nin kredi notu hâlâ yatırım yapılabilir seviyelerde olmasına rağmen, üç derecelendirme kurumunun hepsi notun daha da indirilebileceğini belirtiyor. Öte yandan FED, diğer önlemlere ek olarak, AIG'ye destek amaçlı 70-75 milyar dolar değerinde bir fon hazırlanması olasılıklarını araştırmak üzere JPMorgan Chase ve Goldman Sachs'ı görevlendirdi.
ABD'de açığa satış yasaklanıyor
ABD sermaye piyasası düzenleyici otoritesi SEC'in, açığa satışa bir kez daha geçici olarak sınırlama getirmesi bekleniyor. SEC daha önce 21 Temmuz-29 Temmuz tarihleri arasında açığa satışlara 19 mali şirket bazında yasak getirmişti. Ardından bu tarihi 12 Ağustos'a kadar uzatmıştı. Açığa satışın yasaklandığı dönemde Dow endeksi %1.5 oranında değer kazanmıştı.
Bu krizin yol haritası yok
PNC Advisors yöneticisi Jim Dunigan, "Tarih kitaplarını bir tarafa fırlatın. Çünkü bu yaşananlar daha öncekilere hiç benzemiyor" derken, Jefferies & Co Başstratejisti Art Hogan da "buradan çıkış için bir yol haritası yok" ifadesini kullandı.
17.09.2008 | | |
|
Deniz Feneri davasında karar açıklandı
Metehan Temel tarih 17.09.2008, 17:54 (UTC) | | Almanya Deniz Feneri derneğindeki yolsuzlukla ilgili karar bugün açıklandı. Karara göre sanıklar dolandırıcılık suçlamasıyla Mehmet Gürhan'a 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan'a 2 yıl 9 ay hapis ve tutukluluk halinin kaldırılmasına, Firdevsi Ermiş ise 1 yıl 10 ay hapis cezası cezalandırıldı.
Mehmet Gürhan 23 Nisan 2007'den bu yana gözaltında bulunuyordu. Buna göre Gürhan aldığı 70 ay cezanın üçte ikisini çektikten sonra yani 29 ay sonra serbest kalabilecek. Gürhan ayrıca 6 ay sonra hafifletilmiş cezasını çekmeye başlayacak. Hafifletilmiş cezada haftada bir gün izin ve ziyaret saatlerinin uzaması gibi durumların olduğu öğrenildi.
14 aydır gözaltında bulunan Mehmet Taşkan ise 2 yıl 9 ay hüküm giydi. Taşkan'ın bugün tutukluluk halinin kaldırılmasına karar veren mahkeme heyeti cezanın geri kalan 19 aylık kısmının nasıl çekileceği hususunda avukatlar ile savcılığın bir araya gelerek karar vereceklerini bildirdi. Buna göre Taşkan cezasını ya tamamen hapiste geçirebilir ya da sadece geceleri yatmak için cezaevine dönecek. Anlaşma sağlanana kadar, Taşkan serbest kalacak.
17 aydır gözaltında tutulan Firdevsi Ermiş'in 1 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar veren mahkeme sanığın gözaltı süresini hesaba katarak geri kalan 5 aylık cezasını iki yıl tecil etti. Buna göre Ermiş bugün serbest bırakıldı.
Sanıklar ve savcılık kararda anlaşarak temyize gitmeyeceklerini açıkladılar.
Frankfurt Yüksek Eyalet Mahkemesindeki karar duruşması sanıkları getiren araçların trafikte sıkışması nedeniyle 20 dakika geç başladı. Hakim Johann Müller gerekçeli kararında bu davanın Almanya'nın en büyük bağış skandalı davası olduğunu belirterek daha önce çok ses getiren UNICEF Almanya davasını dahi geçtiğini söyledi.
Deniz Feneri e.V'nin Alman yasalarına göre kurulmuş bir dernek olduğunu hatırlatan Müller kararı Alman yasalarına göre verdiklerini hatırlattı. Bu davanın Türkiye'de siyasi malzeme yapılmasınndan dolayı üzüntü duyduğunu dile getiren Müller basında bu yönde çıkan haberleri takip ettiğini kaydetti.
Ayrıca mahkemeye baskı ve davanın Türkiye ile Almanya arasında pazarlık konusu olduğu yönündeki iddialara da değinen Müller, bunun sadece rutin bir bilgi alış verişi olduğunu ve herhangi bir pazarlığın olmadığını vurguladı. Müller, “Burası Almanya. Burada yargı bağımsızdır. Hiç bir şekilde baskı söz konusu değildir” dedi.
5 yıl boyunca 20 binden fazla bağış sahibinin güvenlerinin zedelendiğini belirten Alman hakim Almanya Deniz Feneri'nin toplam 41 milyon avro bağış topladığını söyledi. Türkiye'ye giden toplam miktarın da 17 milyon avro olduğunu kaydeden Müller bunun 8 milyonunun Türkiye Deniz Fenerine gittiği, geri kalan kısmın çeşitli yerlerde kullanıldığını ifade etti.
Amaç dışı kullanılan paradan sadece 4 milyon avronun Almanya'da kaldığını bildiren Müller yargılananların dolandırıcılıktan hüküm giydiklerini anlattı. Gerekçeli kararda olayın Türkiye boyutuna da değinen Müller, Mehmet Gürhan'ın dernekte yönetici olmasına karşın büyük orandan Türkiye'den yönlendirildiği ve karar vermede tek yetkilinin kendisi olmadığını, Türkiye'de Zekeriye Karaman'ın ön plana çıktığını vurguladı.
Müller, kararında sanık Mehmet Gürhan'ın, İsmail Karahan, Harun Yoldaş, Mustafa Çelik ve Zahit Akman ile geçmişte ticari ilişkileri olduğunu belirtti. Savcılar Kerstin Lotz ve Sybilla Gotwald davanın beklenmesi sırasında Türk gazetecilerle yaptıkları görüşmede hiç bir davada bu kadar çok basın mensubu görmemiş olduklarını ifade ettiler.
Karardan sonra CHP milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan Tayyip Erdoğan'a seslenerek bu davanın Türkiye boyutunu inceletilmesini istedi.Kılıçdaroğlu Zahit Akman ve SPK başkanının istifasını istedi.
17.09.2008 | | |
|
Şahin: Deniz Feneri'nde gereken yapılır
Metehan Temel tarih 17.09.2008, 17:53 (UTC) | | Adalet Bakanı Şahin, Almanya'daki Deniz Feneri Derneği davasıyla ilgili, Türkiye'de hukuki olarak yapılması gereken hukuki işlemlerin yapılacağını açıkladı.
Ne Ankara Cumhuriyet Başsavcı ile ne de bu soruşturmaları yürüten savcılarla görüşmediğini belirten Bakan Şahin, "Bu konuda bana herhangi bir bilgi de verilmedi. Ama bu konularla ilgili soruşturma açıldığını biliyorum. En azından böyle bir bilgi bana ulaştı. Bu konuda sizden daha fazla bilgiye sahip değilim. Ama Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ankara'da değil. Geldiğinde bu konularla ilgili bana bilgi verebilir diye düşünüyorum. O zaman bilgi sahibi olurum. Bana bilgi vermesi sadece nezaket gereği olabilir" dedi.
ALMAN BÜYÜKELÇİYLE NE KONUŞULDU?
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Almanya'nın Türkiye Büyükelçisi Eckart Cuntz ile yaptığı görüşmede, Deniz Feneri Davası'nın gündeme alındığı yönündeki iddiaları ve haberleri yalandı. Alman Büyükelçinin Marco olayı için ziyarette bulunduğunu belirten Şahin, büyükelçinin tavsiye istediğini, kendisinin ise Deniz Feneri Davası ile Türkiye'de yargının bağımsız olduğuna örnek verdiğini söyledi.
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI SORUŞTURMA AÇTI
Bir gazetecinin 'Deniz Feneri ile ilgili dosyaları Alman makamlardan istediniz mi?' yönündeki sorusu üzerine Bakan Şahin şunları söyledi:
"Cumhuriyet Savcıları yazılı ve görsel basındaki birtakım haberleri ihbar kabul ederek zaman zaman soruşturma açarlar. Nitekim bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da bir soruşturma açtı. 2005 yılından itibaren artık Adalet Bakanlığı'nın böyle bir yetkisi yok. O nedenle Bakanlığımca bu açıdan yapabileceğim herhangi bir şey yok. Ancak Cumhuriyet Savcılığı Almanya'daki dosyanın soruşturmayla bağlantılı olarak istenmesi şeklinde Bakanlığımız bir yazı yazar, talepte bulunursa tabi ki Uluslararası İşler Genel Müdürlüğümüz bu konuda gereğini yapar. Ama Almanya'dan herhangi bir adli yardım talebi şu ana kadar gelmedi. Yarın sonuç açıklanınca görürüz. Türkiye'yi ilgilendiren yanı var mı kararın? Tabi bu karar kesin bir karar değil. Herhalde Almanya'da temyiz yolu vardır. Çünkü kişi ve kişiler hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan kimseyi suçlu ilan edemeyiz. Çünkü bu evrensel hukuk kurallarıdır. Tabi ki suç ve suçluyla mücadele etmek tüm hukuk devletlerinde yetkili kişi ve kurumların görevidir. Bu davanın sonucu bir görelim. Şu anda Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Türkiye ile bağlantısı var mı ilgisi var mı? Bu konu ile ilgili bir soruşturma yapıyor. Onun sonucu da hep birlikte görürüz. Bizim suç işleyen suç işlediği iddia edilen kişileri korumamız onlara kol kanat germemiz söz konusu olamaz. Kim suç işlerse işlesin mutlaka yasalarda öngörülen yaptırımı neyse ona çarptırılması gerekir. Aksi halde bu ülkede hukuk devleti kurallarını ayakta tutmanız mümkün olmaz."
"BU OLAYDAN HAREKETLE TÜM DERNEKLERİ KARALAYAMAYIZ"
Dernek ve vakıfların iyi niyetle kurulduğunu belirten Bakan Şahin, Türkiye'de Medeni Kanuna göre kurulmuş 4 bin 500 vakfın ve yaklaşık 70 bin kadar da derneğin bulunduğunu söyledi. Şahin, "Bunlar birtakım insanları biraya getirerek, tüzükleri ve hedefleri doğrultusunda birtakım hizmet yaparlar. Ama bunu içerisinde birtakım istismar edenler de olabilir. Şimdi bu olayda hareketle diğer insanlara da yardımcı olalım amacıyla kurulan sivil toplum örgütlerini de karalamayız. Bu yolla insanların çözme faaliyetini de görmezlikten gelemeyiz" diye konuştu.
İki ayrı Deniz Feneri Derneği olduğunu, bunlardan birinin Türk kanunlarına göre diğerinin ise Alman kanunlarına göre kurulduğunu belirten Şahin, " Şu anda Almanya'da devam etmekte olan dava, Alman kanunlarına göre kurulmuş Deniz Feneri davasıdır. Bu iki Deniz Feneri Derneği arasında bir irtibat var mı, bir müşterek faaliyet var mı onu bilemiyorum. Ancak Türkiye'deki Deniz Feneri başkanının bir açıklamasını dinlemiştim. Müştereken yurtdışında da bazı faaliyetlerinin olduğunu ifade ediyordu. Biliyorsunuz dernekler yurtiçi-yurtdışı yardımlaşabiliyorlar. Mevzuat buna uygun. O nedenle yurtdışındaki Deniz Feneri ile ilgili karar yarın açıklanacak. Bu yargı kararını gördükten sonra daha sağlıklı bir değerlendirme yapabiliriz. Tabi her şeyi suiistimal edilmesinden istismar edilmesinden herkes gibi bende büyük üzüntü duyarım. İnsanların istismar edilmesi zannediyorum sadece bizi değil tüm toplumu rencide edecek bir konudur."
"RTÜK Başkanı Zahit Akman istifa etmeli mi?" yönündeki bir soruya Bakan Şahin, "Ben RTÜK Başkanı ile ilgi bir değerlendirme yapmayı doğru bulmuyorum" cevabını verdi. Bir gazetecinin Alman büyükelçi ile yapılan görüşmede neden Deniz Feneri Davası örneğini verdiğine ilişkin sorusu üzerine Bakan Şahin, "Çünkü o sırada o gündemdeydi. Örnek amacıyla söyledim" karşılığını verdi. Bakan Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Alman Büyükelçi ile Deniz Feneri Davası'nı konuştuğuna ilişkin iddiaları hatırlatması üzerine, "Ondan haberim yok. Görüşse bile benim söylediğim bağlamda görüşmüştür. Onu Sayın Başbakana sorun" dedi.
17.09.2008 | | |
|
Durumu ağırlaşan Eruygur yoğun bakımda
Metehan Temel tarih 17.09.2008, 17:53 (UTC) | | Ergenekon tutuklusu Şener Eruygur, cezaevinde düşme sonucu beyin kanaması geçirdi.
“Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklanarak Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevine konulan emekli Orgeneral Şener Eruygur, rahatsızlanarak hastanaye kaldırıldı. Eruygur'un düşme sonucu beyin kanaması geçirdiği bildiriliyor.
Şener Eruygur, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde beyin ve sinir bölümünde tedavi altına alınırken avukatı Filiz Esen de bilgi almak üzere hastaneye gitti.
Eruygur'un düştüğünü ve hastaneye kaldırıldığını açıklayan Avukat Esen, müvekkilinin durumunu tam olarak bilmediğini söyledi. Tıbbi inceleme sonucu Erguygur'un durumunun ortaya çıkacağını belirten Esen, daha fazla birşey söyleyemeyeceğini vurguladı.
Öte yandan Kocaeli Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nazım Mutlu, yaptığı açıklamada Eruygur'un tedavisinin bir hafta süreceğini ve hastanın bilincinin açık olduğunu söyledi. Mutlu, Eruygur'un tansiyon yükselmesi sonucu düştüğü ve orta derecede beyin kanaması geçirdiğini açıkladı.
Eruygur'un hastaneye kaldırılması üzerine jandarma ekipleri hastane çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı.
MÜŞAHADE ALTINDA TUTULUYOR
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanarak, bir süredir Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde bulunan emekli Orgeneral Şener Eruygur, sabah saatlerinde rahatsızlıklanarak Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde Beyin ve Sinir Bölümü'ne kaldırıldı. Merdivenlerden düşmesi sonucu beyin kanaması geçirdiği açıklanan Eruygur, müşahade altında tutuluyor.
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanarak, bir süredir Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde bulunan emekli Orgeneral Şener Eruygur, sabah saatlerinde rahatsızlıklanarak Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı.
BEYİN KANAMASI GEÇİRDİĞİ AÇIKLANDI
Beyin ve sinir bölümünde tedavi altına alınan Eruygur'un merdivenlerden düşmesi sonucu beyin kanaması geçirdiği açıklandı.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nazım Mutlu, emekli Orgeneral Eruygur'ın tutuklu bulunduğu Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tansiyonu yükselince merdivenlerden aşağıya düşmesi sonucu beyin kanaması geçirdiğini ve boynunda kırıklar meydana geldiğini söyledi.
BOYNUNDA KIRIKLAR VAR
Prof. Dr. Mutlu, "Eruygur'u şu anda boynundaki kırıklar nedeniyle ameliyat yapmayacağız. Bir hafta boyunca kontrol altında tutulacak." dedi.
Öte yandan, olayı duyan Atatürkçü Düşünce Derneği Kocaeli Şube Başkanı Bozkurt Uslu hastaneye geldi. Uslu, konu hakkında herhangi bir bilgilerinin olmadığını, Eryugur müşahade altında olduğu için görüşemediklerini söyledi.
EMEKLİ ORGENERAL ERUYGUR YOĞUN BAKIMDA
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunduğu Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde koğuşun üst katından alttaki salona inmek istediği sırada merdivenlerden düşen emekli Orgeneral Şener Eruygur, kaldırıldığı Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Beyin ve Sinir Servisi'nden yoğun bakıma alındı. Eruygur'un beynindeki kanama durdurulamıyor.
KANAMASI ARTIYOR
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nazım Mutlu, emekli Orgeneral Şener Eruygur'un beyin kanamasının sabahki kanamaya göre yaklaşık yüzde 10 arttığını, bu artışın çok büyük olmamasına rağmen hastanın kritik durumunun devam ettiğini bildirdi.
Prof. Dr. Mutlu, hastane önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, Eruygur'a akşam saatlerinde çektikleri MR ve tomografiyi sabah çekilenlerle karşılaştırdıklarını belirtti.
Eruygur'un hayati tehlikeyi henüz atlatmadığını ifade eden Mutlu, "Şu anki kanama alanı sabahki kanama alanına göre yaklaşık yüzde 10 artmış. Bu çok büyük artış anlamına gelmese de hastanın kritik durumu hala devam ediyor. Kanama artacak olursa ilerde felç geçirme ihtimali olabilir. Dolayısıyla bu 24 saat bizim için son derece önemli" dedi.
Kanama konusunda bir hafta içinde netice alınabileceğini, hastanın genel sağlık durumunun normale dönebileceğini, ancak bunun taburcu olacağı anlamına gelmediğini dile getiren Prof. Dr. Mutlu, "Sağlık durumunda kötüye gidiş net olarak söz konusu değil ama iyiye de gitmiyor" diye konuştu. Eruygur'un tansiyon ve diyabet hastası olmasının durumu daha da kritik hale getirdiğine, bunun tedaviyi olumsuz etkileyebileceğine işaret eden Mutlu, şunları söyledi:
"Şu an beyninde kanama yapan yırtık damarlarda tansiyonun yükselmesi, kanamanın yeniden başlaması anlamına gelmektedir. O zaman kafa içindeki kanama artacaktır. Bu daha ciddi sorunlara yol açar. Umarım böyle bir şeyle karşılaşmayız."
Prof. Dr. Mutlu, Eruygur'un hayati tehlikeyi atlatıp, odasında oturabilir hale gelmesi için en az bir haftaya ihtiyaç olduğunu, tam anlamıyla sağlığına kavuşmasının ise uzun zaman alabileceğini, fizik tedaviye ihtiyaç duyulabileceğini kaydetti.
"Ergenekon" soruşturması kapsamında tutuklanarak Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne konulan emekli Orgeneral Şener Eruygur, hipertansiyon nedeniyle düşmesi sonucu KOÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne kaldırılmıştı.
17.09.2008 | | |
|
Cumhurbaşkanı Gül Söğüt'te neler söyledi?
Metehan Temel tarih 14.09.2008, 16:03 (UTC) | | Bilecik'in Söğüt ilçesinde düzenlenen 727. Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Söğüt Şenlikleri'nde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yaptığı konuşma TVNET'ten canlı olarak yayınlandı. | | |
|
Şanlıurfada deprem
Metehan Temel tarih 05.09.2008, 11:24 (UTC) | | 4.3 büyüklüğünde..
Şanlıurfa'da, merkez üssü Bozova ilçesi olan 4.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem sonrası halk geceyi sokakta geçirdi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden edinilen bilgiye göre, gece saat 01:54'te merkez üssü Bozova ilçesi olan 4.3 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi. Yerin 10 kilometre derinliğinde meydana gelen depremin Şanlıurfa merkez ve bazı ilçeleri ile Adıyaman'da da hissedildi. Meydana gelen depremle tedirgin olan Şanlıurfalılar evlerinden dışarı çıkarak, parklara akın etti. Sahur öncesi geceyi parklarda geçiren Şanlıurfalılar, yorgan ve battaniyelerle parklarda uyumaya başladı. Depremin şiddetinden korktuğunu söyleyen vatandaşlar, geceyi dışarıda geçireceklerini söylediler. Bu arada, deprem sırasında sarsıntıdan dolayı bazı işyerlerinin alarmları uzun süre susmadı. Şanlıurfalılar halen parklarda geceyi geçiriyor. Bazı vatandaşlar ise aileleri ile birlikte otomobillerine binerek geceyi Şanlıurfa dışında geçirmek için yola çıktı.
| | |
|
|
|
|
Bugün 1278 ziyaretçiBuradaydı
|
|
|
|
|
|
|
|